Coronavirüs'ten çok, Sosyal Medyadan mı korunmak gerekiyor?

Coronavirüs'ten çok, Sosyal Medyadan mı Korunmak Gerekiyor?


Manuel Castells, The Network Society kitabında insanların konuşma fırsatı eşitsizliğinden bahsedip, ağ toplumunun avantajlı yanlarını öngörmüştü. Herkes fikrini söyleyecek, ağlar genişleyecek ve toplumsal dönüşümler sağlanacaktı. Bunun olduğunu son 15 yılda gördük,  ağlar genişledikçe toplumsal değişimler de yaşandı. Sorun gene Habermas'ın işaret ettiği kamusal alan ve özel alan ayrımında. 

Habermas'ın kamusal alanında toplumun ortak yararları belirlenir. Biz ne kadar belirleriz, ne kadar ağ toplumuna katkımız var, özel alan, kamusal alan ayrımımız nerde sonuçlanacak merakla beklerken ortak yararda sınırı aşma problemlerine karşı  çözümü şahsen 'unfollow/takibi bırak' butonunda buldum ve kendi sosyal medya hesaplarımda kendi platformumu oluşturdum. 

Unfollow yapmak mı yapmamak mı?

Takipten çıkarınca kendi sosyal medya şablonunuzu yaratabileceğinizin bilincinde olmanız gerekiyor. Sosyal medya kamusal alan ama o alan içerisinde özgürlüğünüzü kullanıp, sadece kamusal alan yararına olabilecek konuları takipte kalabilir, negatif içerik ve sağlıklı tartışma içermeyen  sayfa, grup veya profilleri takipten çıkarabilir, kendinizi sosyal medyanın neden olabileceği kaostan kurtarabilirsiniz.

Sosyal medyanın anksiyete ile bağlantılı olduğunu tartışan birçok çalışmanın bilincinde kalarak topluluk yönetimi yapabilir ve size gereksiz anksiyete yaratan haberlerden uzak kalmayı sağlayabilirsiniz. Özelleşmiş içeriğin subjektif olduğunu, karşı argümanı fazla inceleme imkanı olmadığını düşünenler olabilir. Fakat algı aralığının bir saniyenin altında olduğu şu dönemde, öfke, nefret ve paniğe gerek olmadığı da bir gerçek. Olağanüstü durumlar geçince platformları tekrar değerlendirmeyi hatırlayarak, sosyal medyayı bırakmamak lazım. Bu kadar öfke ve nefretin içinde bizi besleyecek podcastlar, yazılar, fotoğraflar ve ilham verecek bir dolu içerik var. Bu platformlarda yapılmaması gereken yegane şey tartışmaya girmek, hele bu dönemde; çünkü hiçbir zaman sonuçlandığına şahit olmadım.