Dijital Yorgunluk ve Mutluluğun Sakıncaları
Geçtiğimiz hafta şöyle bir sorgulama yapmıştım:
“Çalışmanın değil ama,
her dakika, her saniye, her uygulamadan ulaşılabilir olmanın bizi yorduğunu
düşünüyorum. Çağımızın yeni problemi ulaşılabilir olma beklentisi. Çoğu insan
anında dönüş beklerken, başka bir yere konsantre olma zorunluluğunu
kabullenmiyor. Üretmek için bazen iletişimi kapatmak gerekiyor. Hatta bazen
dinlenmek için de…Kaç uygulamadan ulaşılabilir durumdasınız? Bundan rahatsız
mısınız? Hiç düşündük mü?”
Tartışmamız gereken bu
iki çıkarım, yorgunluk olsa da mutlu olma isteğinin sürekliliğinden kaynaklanan bir tutum. Uzun
yıllar önce Mutluluğun Sakıncaları
adlı bir kitap okumuştum. Elizabeth Farelly bu kitapta arzu, herşeyi isteme,
imrenme ve seçenek bolluğunun tüketim
toplumlarının en itici gücü olduğunu, insanoğlunun da bu gücü sonuna kadar
kullandığından bahseder.Zihin- beden uyumumuz da bu tüketim anlayışı ile
şekillenir. Farelly şöyle der:
“ Günümüzde istemek…mantık
tarafından dizginlenmemiş, pervasız bir arzu; isteklerimizde fazla inatçı
davrandığımızdan, doyumsuz insanlara dönüşmüş durumdayız. Sanki bizim için
vazgeçilmez şey arzunun ta kendisiymiş gibi. Bir zamanlar umarsızca ihtiyaç
duyulan bir hasat ya da başarılı bir av, tam da az bulunur olması nedeni ile
derin bir anlam ifade ediyorken, bugün aşırılığa alışmamız bizi çaresizce
duyduğumuz anlamdan yoksun bırakıyor. Bıngıl açısından zengin, anlam açısından
yoksuluz.” (Sayfa 12-13)
Dijital yorgunluk ve
mutluluğun sakıncaları arasında kurmak istediğim neden- sonuç ilişkisi tam da bu…
Ulaşılabilir olmanın mutluluğu ve hazzı neticesinde, iletişimde anlam kurmanın önemini
kaçırıyoruz. Her dakika ulaşılabilir olmak anlam çerçevesinde konuşmayı da
önleyerek, zaten yorgun olan beyinlere sadece kelime tüket, tuşa bas emirlerini
veriyor.
En son ne zaman derin bir sohbete daldınız? Yorgun parmaklarınız buna izin
verdi mi? Cevap veriyor olmak için mi verdiniz? Belki de anında dönüş yapmayı,
ulaşılabilir olmayı konfor veya mutluluk zannetmeyip, anlamlı iletişim üzerinde düşünmek
gerekiyor. Akıllı telefonlar bize tüket emri vererek alışveriş yaptırıyor, e-
posta yazdırıyor, klavye kölesi yapıyor ve mutlu ediyor. Bu mutluluk sakıncalı.
Değil mi? J
Yorumlar
Yorum Gönder